bugün
- anın görüntüsü21
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü22
- sinemaların batma aşamasına gelmesi21
- patiswiss17
- akp seçmeni12
- ali erbaş8
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bülent uygun13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- ismail kartal8
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- sivasspor'a verilen penaltı25
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği11
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük11
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
entry'ler (515)
görsel
Kaygı, evrende ölümü bilmekten ama onun dışında hiçbir şey bilmemekten kaynaklanıyordu, bunu anladım. Hayat dediğimiz, bu gerçeğe katlanmanın adıydı sadece. Korku aşılabilir, ama kaygı aşılacak değil katlanılacak bir şeydi. Bu yüzden, varoluşun ağır kaygısını taşıyabilecek güçteki insanın ruhunda gizli bir sonsuzluk olduğuna inandım.
Kaygı, evrende ölümü bilmekten ama onun dışında hiçbir şey bilmemekten kaynaklanıyordu, bunu anladım. Hayat dediğimiz, bu gerçeğe katlanmanın adıydı sadece. Korku aşılabilir, ama kaygı aşılacak değil katlanılacak bir şeydi. Bu yüzden, varoluşun ağır kaygısını taşıyabilecek güçteki insanın ruhunda gizli bir sonsuzluk olduğuna inandım.
"Bugünün insanının üç uzvuna gereksinimi var:
1) Akıl için kafaya
2) Duygu için yüreğe
3) Omurgaya: Bu da kimse önünde sürünmemek için"
1) Akıl için kafaya
2) Duygu için yüreğe
3) Omurgaya: Bu da kimse önünde sürünmemek için"
"Yanağım burda iken sen güle bakıyorsun. "
"Bir kimse kör ise güneşin suçu ne ?"
Kelimeleri güzel işlemiş vesselam .
"Bir kimse kör ise güneşin suçu ne ?"
Kelimeleri güzel işlemiş vesselam .
"Yürümeye ikna edip yarı yolda bıraktığınız herkesin gölgesi ,başka yollarda önünüze düşücek.Dünya biraz da bu yüzden yuvarlaktır."
Söyleyenin kim olduğunu bilmediğim manidar bir söz .
Söyleyenin kim olduğunu bilmediğim manidar bir söz .
Birkaç yıl önce birtakım ideolojilerim vardı.Herkesin refah bir şekilde yaşam sürdürmelerini, torpiller olmadan hakkıyla bir yerlere gelinmesi gerektiğini sağ sol olayı olmadan birlikte sanat , kültür ve tarihimize değinip bloklaşmalar olmadan özgürce düşünce kürsüleri oluşturup farklı fikirler beyan edip kimsenin dinine inancına ve düşüncelerine hakaret etmeden tartışma ortamı olmasını isterdim. Sonra anladım ki bu düşünceler benim dünyayı değiştirmeme sebep olmuyor . Bunlar bir ütopyaya
dönüştü içimde olmasını istediğim bir hayali ülke daha sonra değişen sistemler ve dünyanın politikaları gelecek için benim içimdeki ütopyalarımı düstopyalarıma çevirdi . Şimdi hayatımın mottosu "Akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense deli olup dünya benim kahrımı çeksin "
dönüştü içimde olmasını istediğim bir hayali ülke daha sonra değişen sistemler ve dünyanın politikaları gelecek için benim içimdeki ütopyalarımı düstopyalarıma çevirdi . Şimdi hayatımın mottosu "Akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense deli olup dünya benim kahrımı çeksin "
"Yaşadığın coğrafya kaderindir. "Diyeceklerim bu kadar...
Yıllar önce bir arkadaşımın tanımına göre aşk : " Kapital düzende insanların birbirlerine oynadıkları bir oyunmuş. "Belki gerçekten dünyadan bir kaçış simülasyonu gibi bir şeydir aşk. Gerçek olup olmadığını hiçbir zaman net bilemediğimiz, çeşitli efsaneler ile günümüze getirip bize de bir uğrar mı ?Nasip olur mu be! diye iç geçirdiğimiz bir çaredir. Modern dünya insanlarının çilekeş ve derbeder yaşamlarına bir afyon mudur bilinmez.
Hayatımda Leyla ve Mecnun dizisinden sonra hiç sıkılmayarak izlediğim bir komedi dizisi idi. Favori karakterim barney idi. Final bölümündeki hayal kırıkılığımı hala unutamıyorum. Daha farklı bir son bekliyordum oysa...
Kadınları cadı diye diri diri yakmak. Ne trajedi ama!
Her ülkenin kendi kültür ve sosyal yapılarına göre mitlere bakıldığında. Kötülük kavramı, yaradılış ve Tanrının insanlarını cezalandırması hemen hemen aynı olaylar çevresinde oluşmuştur. Birçok mitlerde kötülük bir hayvan olarak yılanı temsil etmiştir. Mısır mitolojisinde Firavun öldüğünde belirli aşamalardan geçer. Bu aşamaları unutmaması adına mezar odasının duvarlarına belli başlı kutsal yolculuğunda yapması gereken aşamalar vardır. Bu yedi kutsal yol birbirinden meşakatlidir.Firavunun en son yolculuğu ise şeytanı temsil eden bir yılanla olan mücadelesidir. Bu mücadele sonrası firavun ya ruhu azad olur tekrar dünyaya gelir ya da sonsuza kadar yer altında osirisin yanında arafta kalır. Yünan mitolojisinde yılan başlı olarak bilinen Medusa kötü bir karakterdir ve Medusanın gözlerine bakan herkes taşa dönüşür. Anadolu efsanesinde ise Şahmeran efsanesi vardır.Bir hikayeye göre Şahmeran yarı insan yarı yılandır. Yılanların şahıdır. Bir gün şahmeran insanlar tarafından saklandığı yerden çıkarılıp ölmüştür. Derler ki yeraltındaki tüm yılanlar hala şahmeran'ın öldüğünü bilmezlermiş. Mardin şehrinin anlamı ise yılanlar şehridir. Ve bu bölgede efsaneler söylenilmiştir.
görsel
Ruhunu geniş tutmasını erken öğrenebilmiş kişi sonraları dünyayı içine sığdırabilir.
Ruhunu geniş tutmasını erken öğrenebilmiş kişi sonraları dünyayı içine sığdırabilir.
Güzel bakan yanılan...
"Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık.
Tevazu bitti. incelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti."
Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte…
Tevazu bitti. incelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti."
Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte…
insanoğlunun ne kadar aciz bir varlık olduğunu düşünüyorum. Gecenin vermiş olduğu bir melâllik sayesinde biraz karamsar ve bir o kadar sorgulayıcı bir tavır oluşuyor. Düşünmek, yaşadığım hayatı sorgulamak ve özellikle kendi iç mahkememin o sesini duymak geceye özgü bir şey. Zamanı ellerimde tutamayışımı ölümü ve karanlığı düşünüyorum.
'Sevmek niye hep
ikiydi Tanrım
Yüz binde de biz
Tek olmalıydık.'
ikiydi Tanrım
Yüz binde de biz
Tek olmalıydık.'
Ben bu gece için sizlere şiir alıntısı bırakmak istiyorum. Son zamanlarda ülkece hem sosyal yönden hem ekonomik yönden çöküş yaşatan kişilere gelsin bu şiir.
'Celladına aşık olmuşsa bir millet
ister ezan, ister çan dinlet
itiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstehaktır ona her türlü zillet.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
Felek ne cömerttir aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene sokar
Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.'
'Celladına aşık olmuşsa bir millet
ister ezan, ister çan dinlet
itiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstehaktır ona her türlü zillet.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
Felek ne cömerttir aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene sokar
Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.'
Kocaman bir boşluğun içinde bağıran bir kişi gibiyim ve hiç kimse sesimi duymuyor. Delilik gibi bir şey. Galiba işin en kötü yanı bu.
Dönelim. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu olan evlere...
Anlam olarak geçmiş denilsede bazen gelecek bazen de şimdiki zamanı da karşılar. Geçmeyen anıların her daim kaldığı bir zamandır bazen.
Dünyayı gezebilecek bir bütçem olsun isterdim. Her ülkeyi gezip hiçbir yere ait olmamayı isterdim. Anı yaşamayı isterdim yaşama derdi olmadan yaşamak gibi. planlar projeler hedefler varsayımlar olmadan.insanın özgür olabilmesi için prangalarından kurtulması lazım mülkiyet gibi...